5 Mayıs 2020 Salı

İşsizliğe Giremeyiş

İşsizliğe giriş diye bir yazı yazmıştım. İşten çıkarılmamı ve sonraki o ilk şoku anlatmıştım. O seriye devam edemedim. Çünkü daha uzun süre devam edeceğini zannediyordum. Hatta ailemi özlüyorum diye ağlamalarımı sona erdirip, aile evi terörü söylemlerime çoktan geçmiştim.
İşsizliğimin tam 13. gününde iş buldum. İşten çıkarılmam da 13. cumaydı. 13'te bir keramet var sanırım. Üstelik bu bulduğum iş hayalimdeki işti. Zamanlamalar, tesadüfler o kadar ilginç ki... Eğer işten o gün çıkarılmasaydım muhtemelen çıkarılmayacaktım çünkü sonraki hafta bakanlık bununla ilgili bir açıklama yaptı. Eğer işsiz kalmasaydım hayallerime giden ilk basamağa gelme fırsatım hiç olmayacaktı. Çünkü işsiz olduğum bilinmeyecek, 'ben' ihtimali akıllara gelmeyecekti. Hayat bazen böyledir işte. O gün ofiste müdürün kovma konuşmasını dinlerken, kapıda ağlayarak sigara içerken, ben şimdi ne yapacağım derken bugün bunları yazacağımı bilemezdim. Biraz tuhaf gelebilir ama içten içe hep gençliğimde bir işten kovulma anım olsun isterdim. Ne yapacağımı tahmin edemiyordum çünkü, deneyimlemek ve öğrenmek istiyordum. He bir de havalı teyze anılarım olsun istedim. Ya da ilerde çocuklarım umutsuzluğa kapıldığında onlara ilham verebilecek biri olmak istedim. Geleceği bilemem. Ama bütün bu tecrübeler bana yaşadığımı hissettiriyor. Yaşamayı sandığımdan daha çok seviyorum.
Yeni işimde 1 ay oldu. Önceki işimden çok daha rahat çünkü ofiste 2 kişiyiz şimdilik. Malumumuz covid kaynaklı. Bu tarz metaforların çok da peşinden gitmem ancak yüzüme kapanan kapıya sırtımı döndüğümde, benim için açılmış bir kapı vardı. Benim geleceğim geçmişimden kötü olmadı. Ancak geçmişim her zaman hayatımın en mutlu zamanları olarak kaldı. Belki eskiyi hatırlarken kötü anıları silmekten kaynaklı bilmiyorum. Çünkü 15 yaşındaki Melisa şu an tam da oturduğum yeri hayal ediyor.