2 Ocak 2024 Salı

Tablo

Berbat bir sanatçıyım. Tablom hiç beğenilmedi. Biliyorum sorun renklerde. Maviye fazla kırmızı koyarsan o mavi boğulur. Ama kırmızıya mavi çok yakışıyor, ne yapayım? Durduramıyorum kendimi renkleri harmanlarken. Araya biraz sarı kat diyorlar. Katıyorum. Tablo güzel oluyor ama bu sefer içime sinmiyor.
Kendi dünyasında yaşayan biri için ne zormuş tablosunu beğendirmek.

Bir Sıçış Hikayesi

 Bir adım...

Bir adım daha...

Sonra bir adım daha derken bir bakmışım yol ayrımına gelmişim. Üstelik elimde bir harita da yok. Tek bildiğim bir taraf yeşillikli bir yol ancak aç kalma ihtimalim var, diğer taraf ise meyvelerle dolu ancak bunların hangisi acı hangisi tatlı bilmiyorum. Hızlı karar vermem gerekiyordu çünkü yol girişleri kapanmak üzereydi. Aceleyle attım kendimi meyveli yola. O meyveleri bir daha nerede yiyecektim ki? Zehirlenme ihtimalimi göz ardı ederek daldım güzelim tatların içine. İlerliyorum o yolda ama her an tedirginim. Acaba ne zaman zehirli meyveye denk geleceğim? Tadını çok sevsem de yaşadığım stres yolun keyfini çıkarmamı engelliyor. Zaman zaman diğer yolu düşünüyorum. Sağ salim eve varacaktım ama bu tatları da hiçbir zaman öğrenmemiş olacaktım. Sağıma, soluma, önüme ya da arkama bakmayacaktım. Güvenliğinden emin olacaktım. Ama o zaman ben bir maceraya çıktım diyebilecek miydim?

Hiç ummadığım bir noktada hayat beni böyle bir yol ayrımına soktu. Adım adım ilerliyordum. Ne kadar yavaş yürüsem de yol bitmiş.

9 Ekim 2022 Pazar

Filmişim

Hayalini kurduğum özgürlüğü izliyorum. İzlemekle yetiniyorum. Ona ulaşmamak için önüme engeller koyuyorum. İnsan alışık olmadığından korkar. Korktuğunu itiraf edemediği için de o duyguya farklı isimler koyar.
Şu an istediğim her şeyi yapabilirim ama bahanelerim yüzünden göremiyorum. Bizde bahane hep maddi kaygılardı. Şimdi benim bahanelerim de bunlar oldu.
İnsan hayatını değiştirmek için önce beynini değiştirmeli. İsteklerini değiştirmeli. Beynini yönetebilen insan hayatının kontrolünü de eline alır.
Her gün birbirinin aynısı günler geçiyor. Neden bu aynılık mutlu etmiyor? Sanmıyorum ki hayat bu kadar zor olsun. Neden benim için doğru olanı isteyemiyorum? Her şeyin farkında olup neden değişimi gerçekleştiremiyorum.
Bir fil hikayesi vardı. Filin ayağına zincir bağlıyorlar. Fil ne zaman kaçmak istese zincir yüzünden kaçamıyor. Bir gün zinciri filin ayağından çıkarıyorlar. Fakat bu sefer fil gitmiyor. Çünkü biliyor ki onun için gitmek diye bir seçenek başarıya ulaşmıyor. İşte ben de fil gibiyim. Prangam bahanelerim. Bahanem olmasa bile üretiyorum. Gidemiyorum bir yere. En kötüsü olmuş. Zincire alışmışım.

27 Eylül 2022 Salı

Teoman’ı neden seviyorum?

 Teoman’ı çok seviyorum. Bu bir fan girl yazısı değil. Keşke Teoman’la tanışsak ve boş boş hayat üzerine konuşsak. Teoman’ı bu kadar sevme nedenim yıllardır bitmeyen ergenliğimi onda da görüyor olmam. Hayat onun için de hem anlamlı hem anlamsız. Bir anlam yüklese onu elinde tutmaya çabalıyor ama sonra fark ediyor ki bu da geçici. Aslında mutsuz bir adam değil. Sıkılıyor sadece. İlgisini neyin çektiğini de bilmiyor. Yıllardır kafa karışıklığı geçmemiş. Geçmişi özlüyor ve metaforları seviyor. Teoman‘la keşke tanışsak. Kuzenim falan olsaydı.

5 Nisan 2022 Salı

Sarhoşken

 Çocukluğumu özlüyorum sanki çocukken çok mutluymuşum gibi. Hep büyümek istedim büyükken de mutsuz hayal ettim kendimi. Tüm bu kaosta büyük olursam gidebileceğimi düşündüm. Gidince her şey geride kalacakmış, mutlu olmayacakmışım ama daha az mutsuz olacakmışım. Böyle sanmıştım. Kendime şans da tanımadım. Büyüyünce de kaosların ve melankolilerin içinde hayal ettim kendimi. Sevilmemeyi hayal ettim. Mutlu bi ailenin hayalini hiç kurmadım. Bunları hayal ederken de acı çekmedim. Normalimdi bu ve yetişkin olduğumda da bunları yaşayacaktım. Kendi mizacımla. Çocukken hep şey derdim. Şimdi uyuyayım ve uyandığımda nolur büyümüş olayım. Ama yetişkinliğimi de kaosun içinde hayal ederdim. İyi ki hayallerim gerçek olmamış.

26 Aralık 2020 Cumartesi

Eski bir yaz gecesi

 Geçip giden sıcak yaz geceleri. Adını bile söylemek içimi ferahlatıyor. Bir hayalim vardı eskiden. Çok daha genç iken ve hayata dair hala bir umudum var iken. Eski bir sıcak yaz gecesi. Kumsalda rüzgarı hissederek, üşümeden. Ne kadar zaman oldu sıcak bir rüzgar tenimden geçmeyeli? Arkadan gelen neşeli gençlerin sesi... Aralarına katılma isteğim.. Ama her zaman hissettiğim o yetersizlik duygusu.

Bugün de geçmişi özlüyorum. Mutlu günleri. Hayal kurabildiğim günleri.

Eski bir yaz gecesi... Dışarı çıkma özgürlüğü ve kalabalık balkonlar.

Eski bir yaz gecesi... Hislerini rahatça paylaşmak.

Eski bir yaz gecesi... Hoşlandığın çocukla yakınlaşmak için bir fırsat

18 Kasım 2020 Çarşamba

anlamsız

 uzun bir süre sonra kendimle başbaşa kalabilme fırsatı yakaladım. bu zihin rahatlığı, üzerinde pek de fazla düşünmediğim konuların su yüzüne çıkmasına sebep oldu. bu konuların ne olduğu konusunda da net değilim aslında. sadece içimde bir huzursuzluk hakim. eski huzursuz zamanlarımda gördüğüm rüyaları yeniden görmeye başladım. bu durum da bir sarmal gibi adeta, birbirini tetikliyor.

çoğu zaman bir duygu hissedemiyormuş gibiyim. maneviyatım ellerimden kayıp giderken tutmaya hiç çabalamamışım. bunu da geç farkettim. birçok şey anlamını yitirdi. ama elimde biraz değerli şeyler olsaydı fena olmazdı.

kim olduğumu hem biliyor hem bilmiyorum. bazen kendimi bulmuş gibi hissediyorum. sonra bulduklarım da anlamını yitiriyor. bundan da şunu anladım ki, kendim üzerine düşünmediğim zaman kendimi bulduğumu zannediyorum. boş kalmayıvereyim.